3 Eylül 2016 Cumartesi

Ah be ademoğlu!

Bilmez misin boşadır kanat çırpışların.

Yok mu sanırsın seni tedip eden

Gece gündüz izleyen. 

Şahdamirindan daha yakın madem 

O vakit 

Bugün ölecek gibi ahirete 

Hiç ölmeyecek gibi dünyaya çırp kanatlarını.  


Buğra Kağan Kahraman 
3 Eylül Cumartesi 
2016

9 Aralık 2015 Çarşamba

AKIYOR ZAMAN


ANTALYA'DA İLK SAHNEM
AKIYOR ZAMAN . . 

Elimde olmayan yaşamın içinde, sahip olamadığım evrenin içinde, duruyorum ben. Evet evet, sadece duruyorum. Sanki zorla bir elbise giydirilmiş bedenime ama çıkaramıyorum. Size de hiç olmuyor mu böyle? Yani bazen de olsa. Yoksa, aman Allah'ım deliriyor muyum ben? Gerçekten olmuyor mu? Hani için içine sığmaz, bir yerlerde duramazsın. Söyleneni duymaz, okuduğunu anlamazsın. Zaten gördüğün, duyduğun hep yalan değil mi? Koca Yunus 'bana seni gerek seni' dememiş miydi? E eee. O zaman. Her şey mi yalan? 

Çıplak ayaklarınla kalıp, toprağa temas ettiğinde, daha samimi gelmiyor mu hayat? Toprak mı çekiyor nedir. Ahh be insan oğlu..
'İnsan, sevmeye başladı mı, yaşamaya da başlar' demiş William Shaekspear. Bak o zaman, nasılda yavaşlıyor zaman! Sen her nefes aldığında, kiminin aldığı son nefes olacak geride kalan. Ne nefes aldığını hissedeceksin uçup giden martıların arasında, ne de artık bekleneni bekleteceksin, gideceksin belki de arkana bakmadan. Belki de gözün arkada kalacak, bekleyen değil, bekletilen olduğunu anlayacaksın, dağ gibi rüyalarının içine dalıp dalıp çıkacaksın. Belki de çıkamayacaksın. 'Hayallerim vardı benim' diye, çaresizce çığlık atacak, sesini duyuramayacaksın. Artık senin sesini duyan, aslında hep duyan, olacak uyaran.


 
AKIYOR ZAMAN.. Elimde olmayan yaşamın içinde, sahip olamadığım evrenin içinde, duruyorum ben. Öylece bağdaş kurmuş oturuyorum. Sanki hiç gelmemiş ya da hiç gitmeyecekmiş gibi. Size de öyle olmuyor mu? Ne biliyim, ara sıra böyle hissetmiyor musunuz? Yoksa, aman Allah'ım! Deliriyor muyum ben?

Sevgiyle kalın, yaşamaya başlayın..

Kalın sağlıcakla efendim.

25 Kasım 2015 Çarşamba

FOTOĞRAF VE BİZ


   Blogda İlk yazıma fotoğraf ile başlamak istedim. İlgili olduğum fotoğraf alanı malumunuz kimine hevestir, kimine nefes almak, kimine ekmek parası, kimine hobi.' Ya sen, senin için ne ifade eder fotoğraf ' seslerinizi duyar gibiyim. Benim için hayata bakmaktır, hayatın duygusudur,renkleri,cümbüşüdür. Canlıdır benim için onlar. 
   Önemli olan anı yakalayabilmektir,o an o kadrajdaki duyguyu yansıtabilmektir insana. Yansıyan yansıtandan habersiz kuğu gibi süzüle süzüle can bulur mercekte.
   Artık duyguların bile hayal edemediği, belki serzenişte bulunduğu o an, gecenin karanlığında odanızın duvarını aydınlatan bir sevgili, yahut eski albümleri karıştırırken görüp sizi gülümseten, annanenizin 'meyve yiyin ' sesleri olabilir,olmuştur da.
   Bazen de hiç gidemediğimiz hep gitmek istediğimiz yerleri gezdirir bize. Ağlatır,güldürür,düşündürür,NASRETTİN HOCA misali. 
   Sözü kısa tutmak iyidir,ha bu arada yukarıdaki fotoğraf ne diye soracak olursanız, o naçizane İstanbul kıyılarında dolaşırken benim kadrajımdan görmenizi istediğim bir kare. 
   Ama dedik ya canlıdır onlar diye, tabiki sizlere bırakıyorum bakmayı ve anlamayı. Şimdiden merak ediyorum sizlerin ne gördüğünü.
   Kalın sağlıcakla efendim.